Ürdün’de Kültürel Yaşam
Ürdün’ün Tarihi
Ürdün’ün milattan önceki dönemlere dayanan oldukça köklü bir tarihi vardır. Hz. Ömer döneminde İslamiyet ile tanıştıktan sonra 12. yüzyılda Haçlı işgaline uğrayan Ürdün; takip eden dönemde sırasıyla Eyyubiler, Fatımiler ve Memlüklerin egemenliğinde kalmıştır. Ürdün 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına dahil edilmiş, bölgede Osmanlı egemenliği dört asır boyunca sürmüştür.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin işgaline uğrayarak yirmi seneyi aşkın bir süre boyunca İngiliz mandası altında kalmış Ürdün, 1946 yılında resmi olarak bağımsızlığına kavuşmuştur. Ürdün bağımsız bir devlet olduktan sonra Filistin’i topraklarına katmak isteyen İsrail ile yapılan savaşta Arap devletlerinin yanında yer almıştır.
1999’dan bugüne ülke, Kral II. Abdullah tarafından yönetilmektedir. Kral II. Abdullah ülkesini kalkındırmak adına ekonomik ve siyasi reformlar gerçekleştirmektedir. Dış dünya ile iyi ilişkiler kurmaya gayret eden Kral II. Abdullah, ülkesini 2000 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne katmış ve 2001’de Avrupa Serbest Ticaret Birliği ile ortalık kurmuştur. 2011 yılında pek çok Arap ülkesini olumsuz etkilemiş Arap Baharı, Kral II. Abdullah’ın eylemcilere sert müdahalelerde bulunmaması sebebiyle Ürdün’ü teğet geçmiştir.
Ürdün’ün Coğrafyası
Ürdün’ün komşuları kuzeyde Suriye, kuzeydoğuda Irak, güneyde ve güneydoğuda Suudi Arabistan, batıda İsrail ve Batı Şeria’dır. Üç semavi din tarafından kutsal sayılan toprakların kesişim noktasında bulunması, Ürdün’ü stratejik açıdan oldukça önemli bir yere konumlamıştır.
Ürdün’ün kuzey ve güney bölgelerine hakim olan Akdeniz iklimi, ülkenin geri kalan kısmında yerini çöl iklimine bırakır. Sıcaklık kışın 4 ila 12 derece iken yazın 18 ila 32 derecedir. Ortalama yağış ise bölgeden bölgeye değişmekle birlikte 200-650 mm arasında olmaktadır. Dini bir öneme sahip Lut Gölü ve çevresinde ise büyük bir kuraklık hakimdir.
Ürdün’de Kültürel Yaşam
Ürdün pek çok Arap ülkesine göre daha özgürlükçü bir yapıya sahip oluşuyla dikkat çekmektedir. Ülkede İslami giyim kurallarına uymak zorunlu değildir, özellikle başkent Amman’da insanlar daha Avrupai bir şekilde giyinmektedirler. Ürdün sıcak bir ülke olduğu için genellikle ince kıyafetler tercih edilmektedir. Halkın çoğu iyi bir derecede İngilizce konuşabilmektedir. Ülkede ayrımcılık ve ırkçılık bulunmamakla birlikte, Ürdün halkı Türklere karşı büyük bir sempati beslemektedir.
Başkent Amman, uçsuz bucaksız çöller ile verimli Ürdün Vadisi arasında bulunan tepelik bir alanda konuşlanmıştır. Amman’ın banliyöler, lüks lokantalar, alışveriş merkezleri ve butiklerden oluşan modern mimari yapısı; küçük dükkanlar ve konutlardan oluşan geleneksel bir doku ile harmanlanmıştır. Antik çağlara uzanan saraylar, kiliseler ve tapınaklar şehre tarihi bir önem katmaktadır. Ilımlı iklimi ve yüksek refah seviyesi ile nüfusun büyük bir bölümü Amman’da yaşamayı seçmektedir.
Ürdün’ün diğer bölgeleri de pek çok doğal ve kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Dünyanın 7 harikasından biri olan Petra Kayıp Şehri, alışverişin kalbinin attığı Akabe, Umm ar-Rasas kalıntıları gibi onlarca kültürel miras şehre çok sayıda turist çekmektedir. Bunun yanında Ürdün, dalış sporları ve kum sporları konusunda da rağbet görmektedir.
Ürdün’de resmi olarak alkol yasağı bulunsa da yönetim bu konuda imtiyaz göstermektedir. Başta oteller olmak üzere pek çok eğlence merkezinde alkol satışının yapıldığı Amman, ülkede gece hayatının merkezi konumundadır. Bunun yanında sokaklarda canlı müzik çalan pek çok mekana rastlanmaktadır.
Ürdün tarih boyunca pek çok medeniyetin geçiş noktasında bulunduğu için zengin bir mutfağa sahiptir. Ürdün mutfağını temel olarak baharatlı pirinç yemekleri, yoğurt koyun ve tavuk eti ile makarna oluşturmaktadır. Karnabahar, patates, domates sık tüketilen sebzeler arasındadır.
Ürdün’de Kültürel Yaşam dışında, Ürdün’deki iş imkanları, Türkler için çalışma koşulları, ülkedeki maaşlar ve genel giderler ile ilgili aşağıdaki başlıktan çok daha fazla bilgi alabilirsiniz;